i "like" it

Posted by Unknown , under , , , , , , , | 0 yorum


 Sosyal medya, özellikle de Facebook, hayatımızı değiştirdi. Öyle ki Facebook hesabı olmayanlara hayret etmeye başladık. Herkesin yaşam şeklini, ticaretin kurallarını, reklamcılığı değiştirdi. Dünya eski haline döndürülemez bir hale geldi. Yeni çağ internet çağı.  Artık sanal mecrada ayağı olmayan reklam kampanyaları işletmeler tarafından rağbet görmüyor ya da facebook sayfası olmayan işletmeler, özellikle de genç nesil tarafından yok sayılıyor. İnternet evlere ilk girdiği zaman, nasıl bu yeni teknolojiyi kendine uydurup, internet adresini browser yerine ısrarla, Google'a yazan abiler, ablalar varsa; yeni nesil de bi işletmeyle başı sıkıştığı zaman illa ki Facebook sayfasını kullanıyor. Genel gidişat "sanal" dediğimiz dünyayı giderek daha da gerçek yapmaya başladı. Müşteri hizmetlerini arayıp 15 dk hatta bekleyip, bir de üstüne problemini çözemiyorsun -tecrübeyle sabittir- fakat Avea müşteri hizmetlerinin 20 küsur dakikada çözemediği problemi Avea Twitter hesabından 2 dakikada çözülebiliyor.





 E tabi bir de Google var tabii. En başlarda doodle'ları olsun, 1 Nisan'larda yaptığı şakalar olsun şahsımda oluşturduğu kanı, böyle evden biri, evcil hayvanım gibi sıkılası, sıkıştırılası şirin bir mahlukattı. Ne zaman ki, ben senin herşeyine ulaşırım, herhangi bir google hizmetini kullandığında bilgisayarındaki ya da telefonundaki tüm bilgilere erişme hakkım var, yok efendim bulut teknolojisi, en son yaptığın aramaya göre reklamı çakarım dedi, nazarımda sports almanac'ı ele geçirip dünyayı ele geçiren Back to the Future karakteri Biff'e dönüştü. Her ne kadar hala tüm hizmetlerini tam gaz kullansam ve yaptığı yeniliklerle ve teknolojileriyle ağzımı hergün bir karış açık bıraksa da artık o şirin dede yok.






Aslında bu yazıyı yazmaya başlamamın sebebi, bugün duvarımda neredeyse 1 km boyunca akan "ben bu resimleri sana yüklüyorum ama daha önce verdiğim izinleri hiçe sayarak blah blah blah " yazılarıydı. Bir anda herkes aynı iletiyi paylaşmış ve bu neredeyse toplumsal bir histeriye dönüşmüş durumda. Bazıları Facebook'u Noel Baba yerine koyup, "Sevgili Facebook" diye başlamış iletilerine bazıları da, canım Facebook'um al tepe tepe kullan şeklinde izin vermiş bu olan bitene. Bundan 5-6 sene önce hayatımızda yokken bu FB ne yapıyorduk acaba. Buna ben de dahilim. Neredeyse bir organımız gibi. Tek böbrekle yaşayabiliyoruz ama tek sosyal medya aracıyla asla. 

 Sevgiyle ve bol "like" la kalın.

Ağzını öpeyim IKEA... (Beylere hepsi güzel :)

Posted by Unknown , under , , | 0 yorum
Hani bi laf vardır
-Agzını öpiyim    diye.

Tam aradığım kelime bu. Ağzını öpiyim IKEA :) Bana en yakını Forum Bornova'da; gidip orda yapıcam bunu.

Her izlediğimde kahkahalarla gülüyorum. Neye mi? İçinde bulunduğum bu durumu, hissiyatımı, kaybolmuşluğumu bu kadar güzel anlattığı için IKEA'nın yeni reklam filmine.

Konuyu size örneklerle anlatmak isterim:
Mekan: Mango Alsancak
Kişiler: Gökay ve Tuğçe

Tuğçe sahneye girer elinde aynı model elbisenin kırmızısı, sarısı, pembesi, açık pembesi ve daha da açık pembesi vardır. Sırayla hepsini giyer ve gene sırayla sorar: Bu nasıl? Peki bu? .............
Bu sırada bedenen orada olan Gökay, güzel aşkım, bu da güzel, ooooo en güzeli bu şeklinde mırıldanırken aslında neden bahsettiği konusunda en ufak bir fikri yoktur. Aklındaki tek şey bir an önce bir yere oturup dinlenmek ya da bir kahve içmek vardır. Dimağında yankılanan sesler giderek uzaklaşmaktadır, kaybolmuşluğunda yalnızdır ve ona kimse yardım edememektedir.

İşte erkeklerin hayattaki en büyük dramı. Allah yardımcımız olsun.

Konuya dönelim;


Reklamlara karşı neden olduğunu bilmediğim bi sevgim var kötü reklam yapıldığında, markadan soğuyorum, ama bu reklam zaten sevdiğim; yaratıcı ve durumlara çözümsel yaklaşmasıyla nam salmış IKEA'ya sevgimi bir daha pekiştirdi. Şimdi videoyu izleyin ve erkeklerin Mango'da, Stradivarius'da efendim ne biliyim en basitinden bi Bospa(bostanlı pazarı) 'da ne hissettiğini tam olarak anlayın. Buyrunuz :)

 
 Kaybolmuş bir erkek profili 



P.S: IKEA'nın nezdinde yaratıcı ekibi kutlarım.

! Nisan geliyor. Korkun Google'dan:)

Posted by Unknown , under , , , , , | 0 yorum
  ! Nisan geliyor. Küçüklüğümüzden beri basit ve manasız şakalarla geçirdiğimiz bu güne birkaç senedir Google yeni bir soluk getirdi. Samimi şirket havasıyla kullanıcılarına yanaşma stratejisi dahilinde ki doodle'lar da bunun bir yan ürünüdür, Google'ın ! Nisan şakaları da artık geleneksel oldu. aşağıda birkaç şakanın linkini ve videosunu bulabilirsiniz. ama hangisini yediğimi söylemem. Ha ha ha:)

  Bu videoda Google UK, Google Translate servisinin birçok hayvanın sesini İngilizceye çevirebilen bir uygulamasının tanıtım viddeosunu yayınlamıştı. Üstelik bu uygulamayı Android Market'e de koymuştu. "Translate for Animals" adlı bu uygulamayı hala indirebilirsiniz.


    Çiftlik sahibi amcamın ürünü anlatan Google yetkilisine manalı bakışları ve sonrasında tavuklarla girdiği amansız iletişim çabasına dikkatizi çekmek isterim.
 
    Burda ise  ironik olarak interneti kanalizasyona bağlayarak optik hızda veri alışverişi yapılabileceğini söylediği başka bir dahiyane Google hizmetinin ciddiyetle hazırlanmış ürün sayfası var. Acaba TurkcellSuperonline'a bir gönderme sayabilir miyiz bunu? Hizmeti satana kadar herşey harika sonrası Allah kerim...
Linkteki GFlush™ markasına dikkat:)  
   
  
  Bir başka şakada da -ki ben bunu yapılacak hareketlerin saçmalığını görene kadar yedim:)- firma yöneticisinin gayet ciddi bir şekilde Gmail Motion hizmetini anlatmaya başladığı tanıtım videosunda, klavye ve mouse yerine web kamerası karşısında yapılacak hareketlerle bilgisayara verilen komutların algılandığı bir sistemden bahsediyor. 


     Bu hareketleri "kalk o sandalyeden ve hareket etmeye başla" mottosuyla daha da inanılır kılan Google,
               docs için de şöyle bir çözüm öneriyor. 

 Bu şakalar daha saymakla bitmez, fakat bunlar şimdilik şaka. Google'ın Gmail ürününün lansmanını da bir 1 Nisan günü yaptığını ve herkesin bu büyüklükte free mail alanını bir şakadan ibaret olduğunu düşünüp inanmadığını da eklemek isterim. 
 Sevgiyle, bol şakayla ve kahkahayla kalın.